ENDERUN MEKTEBİ’NDE EĞİTİM SİSTEMİ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE ETKİLERİ

ENDERUN MEKTEBİ’NDE EĞİTİM SİSTEMİ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE ETKİLERİ

(Kitaba erişim bağlantısı için tıklayınız…)

Zaman durağan bir kavram değil… Su gibi akıp gidiyor. Zaman zaman akıntının hızına kapılıp gidiyorsunuz, zaman zaman aheste aheste dakikaların içinde salınıp tadını çıkartıyorsunuz. Zaman zaman da anaforlar, girdaplar sizi bilinmeyen saniyelerin içinde döndürüp duruyor… Zaman zaman istediğiniz, zaman zaman istemediğiniz, bazı anlar farkına vardığınız, bazen de hiç ummadığınız bir yolculukta akıp gidiyorsunuz. Gel zaman, git zaman bu yolculuğun içinde siz de yola çıktığınız günkü gibi kalmıyorsunuz… Biteceğini hiç düşünmediğiniz bu yolculuk; kimi için bir limanda, kimi için bir çiftçinin tarlasında, kimi için ucu görünmeyen okyanuslarda, güneşin cazibesine kapılanlar için de gökyüzünde son buluyor.


Her yolcu seyahat sürer giderken geride çizgiler bırakıyor. Kalın, ince; renkli, renksiz; parlak, mat; silik, derin; anlamlı, anlamsız; düz, eğri; birbirine karışmış çizgiler… Bazı çizgiler rüzgarla kol kola girip çizildiği mekanı yalnızlığı ile baş başa bırakırken; bazı çizgiler diğer çizgilerin cazibesinde kaybolup gidiyor… Bazı çizgiler de zamanın tüm acımasızlığına, entrikalarına, iltifatlarına; diğer çizgilerin baştan çıkarıcılığına, izden çıkarıcı tekliflerine rağmen çizenine sadık kalarak zamana meydan okuyor…
Bir garip zaman yolcusu da elinde zaman yakalama makinesine büründürdüğü kalemi ile silinmeye yüz tutmuş izleri belirginleştirmeye çalışıyor. Kimi vakanüvis, kimi müverrih diyor; bizim zamandakiler ise tarihçi diyorlar. Ellerinde kalemi bir ömür boyu geçmiş zaman çizgileri ile raks edip duruyorlar. Kimi zaman hiç çizilmemiş çizgiler çekiyorlar geçmiş zaman perdesine; kimi zaman, olan çizgileri olduğundan daha güzel parlatıyorlar… Kimi zaman, kalemlerinin kifayetsizliğinden midir? yoksa parmaklarının ihanetinden midir? bilinmez, çizdikleri çizgiler asıllarının üzerinde sırtarıyor… Kimileri de çizgilerin aynen aksettirilemeyeceğini bildiğinden midir? nedir? Kalemi eline alma zahmetine bile katlanmıyor…
Zaman yükündekilerini savurup giderken tüm anlayışlar, çizgiler, sınırlar, renkler değişiyor. İnsanın, toplumun, kurumların hatta devletlerin bu değişime direnmesi mümkün değil. Değişime ayak uyduranlar ayakta kalmayı başarırken; yüz çevirenler, görmezden gelmeye yeltenenler, direndiğini zannedenler de değişmeye devam ediyor. Eğitim sistemleri ve kurumları da ana unsuru insan olmasından ötürü değişime en çok uğrayanlardan… Değişime direnme ahmaklığını sahneden çekilerek ödeyen, değişimi yakalamaya çalıştığı sürece ne yaptığını bilmeyen ve değişim anaforunun içinde savrulup giden; değişimin öncüsü olduğu sürece ayakta kalmayı başaran eğitim kurumları… Enderun’da öncü olduğu dönemde; sistemi, öğrencileri, eğitimcileri, çıkmaları ile içinde yaşadığı devre yön veren zirve kurumlardan birisi… Bıraktığı boşluğu doldurma gayretleri asırları aşıyor…
Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans tezi olarak hazırlanan çalışma öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin ısrarlı taleplerinden ötürü kitap olarak tekrar düzenlendi. Düzenleme sırasında ana metne sadık kalındı. Ekler, tablo, şekil ve indeks listeleri vb. çıkartıldı.
2010 yılının Aralık ayında yayınlanan eser üstün yeteneklik ve zekalı öğrencilerin eğitim ve öğretimi ile ilgilenen okul, kurum ve özellikle Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) tarafından yoğun ilgiyle karşılanmıştır. Bursa-Mustafa Kemal Paşa Cevdet Nerse Bilim ve Sanat Merkezi tarafından düzenlenen organizasyonla Mustafa Kemal Paşa Ticaret Odası’nda ve İstanbul-Ataşehir’de İstanbul Bilim ve Sanat Merkezi’nde birer konferans tertip edilmiştir.
Eserle ilgili olarak özel yayınevi ve kitabevlerinde okuyucularla buluşma etkinliklerimiz devam etmektedir.
Araştırmamız; Milli Eğitim Bakanlığı’mız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen bir uluslar arası kongre tarafından sunum daveti alınmıştır.
Eğitim kurumlarımızın misyon, vizyon ve stratejik hedeflerinin belirlenmesinde ve planlanmasında etkili, müfettişlerimizin, eğitim yöneticilerimizin, öğretmenlerimizin ve ilgili uzmanların kurumları ile ilgili yaptıkları çalışmaların hangi boyutlara ulaşabileceğine Enderun tecrübesinin çok önemli bir örnek oluşturduğunu düşünüyoruz.
Araştırma, yazma ve yayınlama sürecinde desteğini hiç esirgemeyen aileme, yapmış olduğu rehberlik ile çalışmanın ortaya çıkmasında çok büyük emeği olan danışman hocam Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN’e teşekkürü borç bilirim.
Erol KÖMÜR
İstanbul 2011