ENDERUN’UN YETİMLERİ, YETİMLERİN ENDERUN’U

ENDERUN’UN YETİMLERİ, YETİMLERİN ENDERUN’U Enderun Mektebi eğitim tarihimizin en ilginç ve en başarılı eğitim projeleri arasında yer alır. Sadece bir…

Okumaya Devam Et →

Enderun’da Son Cenaze Merasimi

“Nihayet nâşın yıkanması bitti. Sarı ipek işlemeli havlularla kurulandı, tabut yere indirildi, teneşir, tabutun yanına getirildi içme kefenler serildi. Sultan Abdülhamid’in nâ’şı hürmetle tabuta indirildi. Sultan Abdulhamid, son dakikalarına kadar kendini kaybetmemişti. Hattâ vasiyet etmişti: Göğsüne ahidname duası konacak yüzüne Hırkai Saadet destemali, siyah Kâbe örtüsü örtülecekti. Bu vasiyet eksiksiz yerine getirildi…”
Kefen bağlandı, tabut kapandı. Sedef kakmalı, asırlar görmüş bir saatin ağır taninleri Hırkai Saadet dairesinin ulviyeti içinde aksetti, tabutun teçhizine başlanmışı. Üzerine evvelâ bir yatak çarşafı, daha üstüne sırma işlemeli al bir örtü konuldu Ayak ucuna lâciverte yakın çiçekli bir kumaş sarıldı. En üste Kabe örtüleri kıymettar taşlarla müzeyyen kemerler konuldu. Başına ve kollarına şallar sarıldı. Baş tarafa sarılan yeşil atlas üzerine kırmızı bir fes konuldu. Nâ’ş yıkanırken, çıplak bir tabut, tahta bir teneşir. Hırka-i Saadet dairesinin gözleri kamaştıran ve renkleri ve yaldızlarıyla tezat teşkil ediyordu. Şimdi Sultan Abdulhamid’in ipekler, şallar, sırmalar, kıymettar taşlarla müzeyyen tabutu, dairenin ihtişam ve ulviyetine de tevafuk etmişti…
Herkes çekildi. Yalnız, müzeyyen sütunlar, mülevven duvarlar, parlak levhalar arasında başı harem dairesine müteveccih bir tabut, solda Dairei Aliyye’nin penceresinden altınlar ve sırmalarla müzeyyen yeşil perdeler, ağır sırma püsküller, altın şebekler, kıymettar ve tarihî levhalar, kelâmı kadimler görülüyordu…

Okumaya Devam Et →

Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Zeka ve Yetenek Tanılama Rehberi

Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Zeka ve Yetenek Tanılama Rehberi adıyla yayına hazırlanan bu kitap iki ayrı çalışmanın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. I. Çalışma (TEDKİKAT-I RUHİYE REHBERİ) Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından Darülfünun Tecrübi Ruhiyat (Uygulamalı Psikoloji) hocalarından ve geleceğin Talim Terbiye Kurulu üyesi Ali Haydar Bey’e hazırlatılarak 1924’te Maarif Vekaleti’nce ortaokul ve lise öğretmenlerinin öğrenci tanılamada kullanılmak üzere yayınlanmış bakanlığın resmi yayınıdır. II. Çalışma (TALEBE SİCİL DEFTERİ), yine Ali Haydar Bey tarafından hazırlanmış ve 1920 yılında Darülfünun Mektep Müzesi Müdürlüğü’nce yayınlanmıştır.

Türkiye’de ortaokul ve lise öğrencilerinin zeka, kabiliyet, istidat, yetenek, özel yetenek, ahlak ve karakterlerinin tanılanması, raporlanması, dosyalanması ve eğitimine dair dönemin Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Nezareti)’ca Ali Haydar Bey’e hazırlatılan bu iki eseri araştırmacıların, uzmanların ve öğretmenlerin, hassaten psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerimizin istifadesine sunmaktan onur duyarım.

Erol KÖMÜR

Okumaya Devam Et →

Enderun’da Kurban Bayramı Hediyeleri ve Veba Salgını

Enderun’da kurban bayramı resmi tören ve kutlamaları arefe günü ikindi namazından önce başlamaktadır. Enderun’da kurban bayramının ilk töreni Babüssade (Topkapı Sarayı’nda Arz Odası ve Enderun’a girilen kapı)’de yapılmaktadır. Önemli devlet törenlerinin yapıldığı (tahta çıkma, kılıç kuşanma, sefere ve cihada çıkma) Babüssade kapısında geleneğe uygun olarak giyinen Enderunlular taht-ı hümayun-u (genellikle altın taht kullanılmaktadır) bu kapının önündeki iki sütunun ortasına yerleştirmektedir. Protokolün bu törende tahtı merkez alarak nereye sıralanacağı ve nerede duracağı açıkça belirtilmektedir. Ressam Kapıdağlı ve Melling’in tasvirlerinde bu canlı törenlere dair eserler bulunmaktadır.

Okumaya Devam Et →

Enderun’da Spor: Bamyacılar ve Lahanacılar

Spor, Enderunluların bedeni gelişmeleri ile birlikte seçilen oyunlar bireysel ve takım halinde oynanabilmektedir. Takım halinde en çok tercih edilen oyun cündilik ve cirittir.
Cündilik ve ciritin geçmişi çok eski olmakla birlikte Enderunlular ve Osmanlı Devleti için farklı bir geleneği de sözkonusudur. Enderunlu Ata aktarımına göre I. Mehmed (Çelebi) devrinde Amasya Suluova’da yapılan oyunlar sırasında cündilerin iki takıma ayrıldığını; takımlardan Amasya tarafında olanlara BAMYACILAR, Merzifon tarafında olanlara LAHANACILAR dendiğini ifade etmektedir. Amasya’da başlayan bu gelenek yüzyıllarca Enderunlular tarafından takım adlarıyla birlikte -Lahanacılar, Bamyacılar- yaşatılmıştır.

Okumaya Devam Et →

Enderun’da İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma

Enderun Teşkilatı ve Enderun Mektebi Osmanlı Devleti’nin kritik tesisleri arasında yer almakta ve çok sıkı önlemlerle korunmaktadır. Bu haliyle her tür güç odağının ilgisini çekmekte ve Enderun’dan çıkarılabilecek bilgi ve istihbarat için çok farklı yollara başvurulmaktadır. Bu durumun devletin zirvesi tarafından takip edilmekte ve sıkı önlemler alınmaktadır. Devletin 1 ve 2 numarasına ait (padişah ve sadrazam) bu ilginç belgede durumun hassasiyeti ve Enderun’da istihbaratın ve sır tutmanın önemi açıkça vurgulanmaktadır. Belge Topkapı Sarayı Arşivi (TS. MA. e, 804/94)’da kayıtlıdır.

Okumaya Devam Et →

Makbul ve Maktul İbrahim Paşa

Makbûl, maktûl, İbrahim Paşa, Kanunî Sultan Süleyman’a 13 yıl müddetle sadrazam olarak hizmet etmiştir. Hakkında, zamanında da çok şey söylenmiş olan Sadrazam İbrahim Paşa’nın nereden gelmiş olduğu hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan birine göre Epir’de Parga’da doğmuş, altı yaşında esir edilerek Manisa civarında bir kadın tarafından satm alınmış, yetiştirilmiş ve o sırada Manisa sancakbeyi olan Şehzade Süleyman tarafından alınmıştır.

Okumaya Devam Et →

Devşirmeler bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz!

Devşirmeler bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz, hatta bazı fakir köyler çocuklarının bu yolla kurtulacağına, yükseleceğine inanarak Osmanlılara vermeye gönüllü olurlar. Tabii, kaderde bir asker olarak savaşta ölmek de vardır, imparatorluk yönetiminin ikinci adamı yani başvezir olmak da…

Okumaya Devam Et →

Üstün Düzeyde Sosyal Bilimler Lisesi – Ord. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL

Yapılacak işlerin başında, fen lisesi kurduğumuz gibi, üstün bir sosyal bilimler lisesi açmamız gelir. Türkiye’nin bütün ortaokullarından her yıl mezun olanlar arasından seçilecek yüz kadar yetenekli çocuğu parasız yatılı bir lisede yoğun bir biçimde eğitmek kısa sürede istenilen sonucu verecektir. Lisenin öğrencileri en seçkin öğretmenler tarafından, hatta belirli sayıda üniversite öğretim üyelerinle eğitilmelidir. Bu lisede bir hazırlık sınıfı olmalı ve öğrenciye bu okulda sağlam bir Türkçe, en azından bir mükemmel yabancı dil ile birlikte sosyal bilimler alanındaki çağdaş zihniyet ve bilgiler öğretilmelidir.
Bu liseden çıkacak gençler sosyal bilimlerle uğraşan fakültelere girerek oradaki çeşitli dallarda asistanlık sınavlarını kazanacak güçte olacaklardır. Böylece üniversitelerimizdeki bütün sosyal bilim dalları yurdun her köşesinden gelmiş en iyi yetişmiş ve en yetenekli gençler tarafından beslenecektir.

Okumaya Devam Et →